Girişimimize uygun bir marka seçtik ve tescilini yaptırdık, peki tescilli markamızı ihlallere karşı marka korunması kapsamında nasıl koruyabiliriz?

Öncelikle aklımızda bulunması gereken bir husus, marka koruma süresinin başvuru tarihinden itibaren 10 yıl olduğudur. Bu süre 10’ar yıllık dönemlerle tescilin yenilenmesi suretiyle uzatılabilmektedir. Dikkat edilmesi gereken nokta, tescil süresinin bitiminden itibaren markanın 6 ay içerisinde yenilenmesi gerektiği yoksa markanız hükümsüz kalacaktır.

Markanın diğer hizmet ve mallarla karıştırılma ihtimalinin önüne geçtiğinden daha öncede bahsetmiştik. Dolayısıyla tescilli bir markanın itibarından haksız kazanç elde etmek isteyenler, karıştırılmaya yol açanlar, izinsiz kullananlar hakkında münhasıran hak sahibi olan marka sahibinin bir takım haklarının olması olağandır. Bu haklar markanın yayım tarihi itibariyle üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilecektir. Marka sahibinin izinsiz kullanımın önlenmesini talep edebileceği haller şu şekildedir;

  • Markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması halinde marka sahibi mahkemeden fiillerin önlenmesini talep edebilecektir.
  • Tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle karıştırılma ihtimaline yol açacak işaretlerinin kullanılmasının önlenmesi mahkemeden talep edilebilecektir.
  • Tescilli markanın Türkiye’de tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız kazanç elde edilebilecek durumların varlığında ise yine kullanılmasının önlenmesi mahkemeden talep edilebilecektir.
  • Bunların yanı sıra işaretin başka mal veya ambalaj üzerinde kullanılması, işaret altında hizmetler sunulması, işareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi, işaretin reklamlarda kullanılması, ticari etki yaratmak amacıyla internette kullanılması, işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması vb. hallerde kullanımın yasaklanması talep edilebilecektir.

 Kanunla beraber gelen yeni bir düzenleme ise “kullanmama savunması”dır. AB mevzuatına uyum çerçevesinde getirilen bu hal, tescilli bir markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde Türkiye’de kullanılmaması halinde marka iptali için gerekçe oluşturabilecektir.

 MARKA HAKKININ İHLALİ

Marka sahibi tescilli markasının haksız ve izinsiz kullanımı halinde bu ihlalden dolayı yetkili mahkemede dava açarak ihlallerin önlenmesini talep edebilecektir. Bu haller kanunda şu şekilde sıralanmıştır;

Bu kapsamda aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılmaktadır;

  • Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı Kanunun 7 nci maddesinde belirtilen biçimlerde kullanmak. (Yukarıda belirtilen önlenmesi talep edilebilecek hallerdir.)
  • Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
  • Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
  • Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.

HÜKÜMSÜZLÜK HALİ

Tescilli bir markanın mutlak veya nispi ret sebepleri içermesi halinde menfaatleri olanlar tarafından markanın hükümsüzlüğü yetkili ve görevli mahkemeden istenebilecektir. Hükümsüzlük nedenleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin ise, yalnız o mal veya hizmet ile ilgili olarak kısmi hükümsüzlüğe karar verilmektedir. Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.

MARKANIN İPTALİ

Mahkemeden ihlallerin önlenmesini talep etmenin yanı sıra Kurum’dan da markanın iptali belli hallerde istenebilecektir. Bu haller kanunda şöyle sıralanmıştır;

  1. Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmaksızın kullanılmayan veya kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markalar.
  2. Marka sahibinin fiillerinin veya gerekli önlemleri almamasının sonucu olarak markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetler için yaygın bir ad haline gelmesi.
  3. Marka sahibi tarafından veya marka sahibinin izniyle gerçekleştirilen kullanım sonucunda markanın, tescilli olduğu mal veya hizmetlerin özellikle niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması.
  4. Garanti markasının veya ortak markanın Kanunun 32 nci maddesine aykırı şekilde kullanılması.

MARKA HAKKININ SONA ERMESİ

Yukarıda koruma süresinin 10 yıl olduğu ve 10’ar yıllık uzatılabileceğinden bahsetmiştim. Koruma süresi dolan markaların süresinin yenilenmemesi halinde marka hakkı sona ermektedir. Ayrıca marka sahibinin marka hakkından vazgeçmesi hali de marka hakkını sona erdirmektedir. Marka hakkından vazgeçmek tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin tamamından veya bir kısmından vazgeçme şeklinde olabilir. 

Posted by Yaprak Sürmeli

Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olan Yaprak SÜRMELİ aynı zaman da 'melek' girişimcidir. Bu alanda bir çok eğitim ve sertifika programına katılmış, Türkiye, Japonya, Amerika ve 25 Avrupa ülkesinde patentine sahip olduğu ,ulusal ve uluslararası bir çok başarı ve ödül kazanmış olan PEGGYMATİC adlı teknolojik ürün buluşuna sahiptir.

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir