SEC’nin Ripple ‘a karşı yürüttüğü süreç tüm kripto ekosistemi tarafından ilgiyle takip ediliyordu.Üretilen tokenların (ya da “coin”lerin) bir menkul kıymet olarak nitelendirilip nitelendirilmemesi bir hayli kritikti. Meşhur davada karar çıktı! Gelin önemini ve süreci inceleyelim 🚀
Eğer bir token menkul kıymet olarak nitelendirilirse bu ülkenin sermaye piyasası kurumu (ya da ilgili düzenleyici otoritesi) tarafından izin alınmadan arz edilmesinin yasak olması anlamına gelir. Bu da 5 yıla kadar hapis cezası, “piyasadan toplatılma”, para cezası ile sonuçlanır.
Biz kripto avukatları da, bir proje token arzında bulunacaksa; Howey Test isimli bir kriter setine göre üretilecek tokenları test eder ve bir menkul kıymet meydana getirip getirmediğini tespit etmeye çalışırız. Hatta çoğu projeyi buna uygun şekillendirmek durumunda kalırız.
Ripple tarafından ise üretilen #XRP tokenlarının birer menkul kıymet (“security”) olduğu iddia edilmişti. Bu da 1.3 milyar dolarlık bir satışın usulsüz yapıldığı anlamına gelecekti. New York mahkemeleri belki de ekosistemin kaderini şekillendirecek bir karara imza attı.
Karara göre, XRP’nin kurumsal fonlara olan satışı bir “yatırım sözleşmesi” dolayısıyla bir “menkul kıymet” olarak değerlendirildi. Bununla birlikte “programatik satışlar” ya da alışık olduğumuz haliyle ikincil pazardaki satışlar menkul kıymet olarak değerlendirilmedi.
Bu değerlendirme için Howey Test’in 4 kriterinin de aynı anda sağlanması gerekiyor. Mahkeme kripto borsalarındaki satışın “başkalarının girişimci yada yönetimsel çabalarından makul bir kâr beklentisi” kriterini sağlamadığına karar verdi.
Bundan sonra ne olacak?
-Muhtemelen yasalaşma süreci hızlanacak. Sektöre özel yasalara ihtiyaç duyuyoruz. İnanması zor ama Howey Test aslında 1946’da verilen bir narenciye bahçesi kararına dayanıyor.
-Borsalardaki proje kabul oranı ve ikincil satışlar çok daha artacak.
Karara buradan ulaşabilirsiniz.