Özet

Elektronik ticaret platformlarında sağlanan ürüne/hizmete ilişkin sorumluluğun tespit edilebilmesi için en önemli kavramlar hizmet sağlayıcılık ve aracı hizmet sağlayıcılıktır. Bir platformdan aldığınız ürünün ayıplı çıkması halinde tüketici olarak kime başvuracağınızı belirleyen de bu kavramlardır. 

Anahtar Kelimeler: E-ticaret, Platform, Aracı Hizmet Sağlayıcı, Sorumluluk, Ayıp, Tüketici 

Aracı Hizmet Sağlayıcı Kimdir?

Aracı hizmet sağlayıcı kavramı 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (“Kanun”) ve bu Kanun’a dayanılarak çıkarılmış olan 29457 sayılı Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı Ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) kapsamında düzenlenmektedir. 

Kanun’un Tanımlar üst başlığını taşıyan 2. maddesinin 1/ç bendinde aracı hizmet sağlayıcı; Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişiler olarak tanımlanmaktadır. 

Yine Kanun’un 9. Maddesinin 1. fıkrası ise; “Aracı hizmet sağlayıcılar, hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içerikleri kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.” hükmü ile aracı hizmet sağlayıcıların sorumluluğunu açıkça sınırlamış bulunmaktadır. 

Kanun kapsamında hizmet sağlayıcılara atfedilen özelliklerin aracı hizmet sağlayıcılara ne şekilde uyarlanacağına ilişkin düzenlemeler ise Yönetmelik ile hüküm altına alınmıştır. 

Yönetmelik’in 6. maddesi uyarınca Kanun’da olduğu gibi aracı hizmet sağlayıcıların sorumluluğunun kısıtlanmasına ilişkin en önemli hüküm aşağıdaki gibidir;

(4) Aracı hizmet sağlayıcı, hizmet sunduğu elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içeriği kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.

Görüldüğü üzere hem Kanun’un hem Yönetmelik’in aracı hizmet sağlayıcıların hizmet sağlayıcılar tarafından sunulan/sağlanan hizmete/ürüne ya da içeriğe ilişkin sorumluluğu açıkça sınırlanmış olmasına rağmen uygulamada anılan hükümlerden farklı yaptırımlar ile karşılaşıldığı görülmektedir.

Yargı makamlarının önceki kararları incelendiğinde, özellikle aracı hizmet sağlayıcılık hizmetinin ayıplı olması gerekçesi ile ilgili uyuşmazlıklar nezdinde aracı hizmet sağlayıcılar sorumlu bulunmuştur. 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Kararının İncelenmesi

25 Ocak 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/4000 Esas ve 2021/11403 Karar (“Karar”) sayılı kararı ise aracı hizmet sağlayıcıların sorumluluğuna ilişkin emsal niteliğinde bir karar olmuştur.

Karar’da tüketici elektronik ticaret sitesinden aldığı ürünün içerisinde sigara izmariti çıkması üzerine ürünün ayıplı olduğu iddiası ile uyuşmazlığı tüketici hakem heyetine taşımıştır. Tüketici hakem heyetinin değerlendirmesi sonucu aracı hizmet sağlayıcı aleyhine karar verilerek uyuşmazlık konusu ilk derece mahkemesine intikal ettirilmiştir. 

İlk derece mahkemesine intikal eden olayda ise, yargı makamı daha önceki kararlarında olduğu gibi, tüketicinin aracı hizmet sağlayıcının sağladığı platforma duyduğu güven sebebiyle; aracı hizmet sağlayıcının da hizmet sağlayıcı ile müteselsil olarak sorumlu olduğu yönünde gerekçe sunarak davanın reddine karar vermiştir. 

Daha önceki yargı makamı kararlarında olduğu gibi, ilk derece mahkemesi de tüketici lehine karar verme eğiliminde bulunarak aracı hizmet sağlayıcının dolaylı sorumluluğunu göz ardı etmemiş ve uyuşmazlığı bu yönde yorumlayarak karar vermiştir. Bununla birlikte hizmet sağlayıcı ile aracı hizmet sağlayıcı arasındaki rücu ilişkisinin tarafların iç ilişkileri olduğunu ifade ederek üçüncü kişi tüketicilere karşı birlikte sorumlu olacaklarının altını çizmiştir. 

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi incelemesinde tüketiciye sunulan mesafeli satış sözleşmesi ve mesafeli satış sözleşmesine ilişkin ön bilgilendirme formu nezdinde satıcının ilgili elektronik ticaret sitesi, değil hizmet sağlayan üçüncü bir kişi olduğunu belirtmiştir. 

Elektronik ortamda gerçekleşen bir işlem olması sebebiyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un da uyuşmazlığı birebir uygulanamayacağını belirterek bu işleme özgü hükümler içeren Kanun’un ve Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğini ifade etmiştir. 

Yargıtay yapmış olduğu değerlendirmede, ilk derece mahkemesinin aracı hizmet sağlayıcılara ilişkin açık Kanun hükmünü uygulamaması sebebiyle yanılgıya düştüğünü ifade ederek, bir kez daha aracı hizmet sağlayıcıların sağlanan ürüne/hizmete ilişkin kontrol etme ya da araştırma yükümlülüğü olmadığını ifade etmiştir. 

Yukarıda açıklanan gerekçelerle Yargıtay, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 363/1 maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına hükmetmiştir.

Sonuç 

Yargıtay’ın ilgili Karar’ı özellikle hizmet sağlayıcılar ve aracı hizmet sağlayıcılar arasındaki ilişkinin bir kez daha ortaya konulması noktasında büyük önem taşımaktadır. Bu Karar’ın hem elektronik ticaret platformundan yapılan alışveriş ile ilgili olası bir uyuşmazlık durumunda tüketicinin muhatabının belirlenmesinde hem de hizmet sağlayıcıların sağladıkları üründen/hizmetten sorumluluğunun açıkça belirlenmesinde büyük rol oynayacağı açıktır. 

Sonraki süreçlerde de Karar’ın özellikle tüketici hakem heyetleri nezdinde ilerleyen uyuşmazlıklara da yansıdığını görmemiz kaçınılmaz olacaktır. 

Posted by Selen Aydın

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir