Bilindiği üzere, Elon Musk’ın ve diğer üç yönetim kurulu üyesinin yetkilerine sınırlama getirilip getirilmeyeceğine dair oylama yapıldı. Bunun nedeninin 2018’in ilk çeyreğinde Tesla’nın 710 milyon dolar olduğu söyleniyor.
Peki ya bu batık maliyet olarak nitelendirilebilir mi, yoksa fırsat maliyeti mi?
En basit şekliyle, önceden aldığınız sinema biletini gören arkadaşınızın, filmin kötü olduğunu söylemesi üzerine, sinema biletine verilen para batık maliyet olarak nitelendiriliyor. İşlemin yapıldığı anda gerçekleşen ve vazgeçilmesi durumunda geri alınması mümkün olmayan maliyet olarak da tanımlanan batık maliyet, girişimcinin gelecekte alacağı kararları da etkiliyor. Daha doğru ifadeyle bu maliyetin hesaba katılması; girişimcinin cesaretten yoksun vereceği kararların habercisi haline geliyor.
Alternatif maliyet olarak da bilinen fırsat maliyeti ise, olası imkânların biri seçildiği durumda seçilmeyen imkânlar kümesidir. Girişimcinin önündeki fırsatlar ne kadar fazlaysa, fırsat maliyeti o kadar sıfıra yakınsar. Kişinin elindeki finansman ile yatırım yapması ya da yeni bir alanda iş kurması düşünüldüğünde, aynı parayla iki durum da gerçekleştirilemediğinden imkânların derin analizi gerekir.
Peki, Elon Musk’ın da içinde bulunduğu yönetim kurulunun zararı nasıl açıklanabilir? Zararın temel nedeninin, bir fırsatı değerlendirmeyip maliyetin zarara dönüşmesinden değil, uzun vadeli iş planına dayandığı düşünülüyor. Yeni gelişen elektrikli araçların öncüsü Tesla Motors, hem doğaya saygılı hem de uzun vadede araç kullanıcısı açısından kendini amorti eden bir araba markası yaratıyor ve değişen dünya düşünüldüğünde uzun vadede kar sağlayacak bir hareket planı oluşturuyor. Bu hareket planı içindeki maliyetse, alternatifi olmayan maliyetlerden bir tanesi, bu durumda maliyet batık maliyeti oluşturuyor. Elon Musk’ın ve diğer 3 kişinin hala yönetim kurulunda olması ise, bu maliyetin etkisi altında kalmadan alınan kararlar olarak düşünülebilir. Çünkü batık maliyetin her karar noktasında belirleyici durumda olması girişimcinin işi tereddüt ile yürütmesi ve sonucunda uzun vadeye odaklanılamamasına neden oluyor.
Bu durumda ise Elon Musk girişimcilere ve yöneticilere büyük bir ders veriyor. Kişinin bir girişim fikrine eğilimi mevcutsa, batık maliyeti amorti edebilmeye takıntı yapmaması ve sağlam bir pazar araştırması sonrasında uzun vadeli yatırıma odaklanması gerekiyor. Bu senaryoda Elon Musk, ne şirketteki %20’lik hisseyi ne de yönetim kurulundaki yerini kaybediyor. Sonuç olarak, fikrinin başarılı olacağını bilen yatırımcıların cesur kararlar alabilmesi ve birçok etkeni göz önünde bulundurarak bu kararı vermesi gerekiyor.