Bazı kavramları tanımlamak bu konunun başlangıcı için faydalı olacağı kanaatindeyim. Öncelikle işveren kavramı üzerinde durmak gerekirse; işveren , bir mal veya hizmeti gerçekleştirmek için fiili olarak bir yerde organizasyon içinde bulunan ve ürettiği durumu işçiler üzerinden sağlayan gerçek veya tüzel kişilere denir. Peki işçi kavramı neyi karşılar?
İşçi kavramı tarihsel olarak sürekli zayıf olan tarafı ifade etmiştir.Bu zayıflık işverene karşı ekonomik ve hukuksal zayıflığı tanımlamaktadır.İş Kanunumuz bu eşitsiz ilişki karşısında işçiyi korumuş ve haklarını işverene karşı sonuna kadar kullanması için düzenlemelerde bulunmuştur.Buna göre işçi , işveren ile arasında kurduğu iş akdine dayanarak,işverenin emir ve talimatları altında onun için mal veya hizmet üreten ve bu emeğinin karşılığında da ekonomik olarak fayda sağlayan gerçek kişi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Genel hatlarıyla işçi-işveren ilişkisinden bahsetmek gerekirse, bu ilişki eşitsiz bir düzlemdedir ve menfaatler dengesi açısından işçi İş Kanunuyla korunmuştur. Bu kanun bazı ilkelerle birlikte işçiyi güvence altına almış aksine davranışlara müsaade etmemiştir. Genel olarak bu ilkeler işçinin en başta insan olması ve insani değerlerine bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Daha sonra Anayasamızda düzenlenen ve sosyal devlet ilkesi adı altında karşımıza çıkan bu ilkeler. Bunun dışında yine Anayasamızda eşitlik ilkesini İş Kanununun temel aldığını ve işçiyi korumaya yönelik en üst normlardan olduğunu belirtmekte fayda olduğu inancındayım.
Bu teorik bilgilerden sonra statuplar için sorun olabilecek bazı noktlara değinmek gereklidir. İş kanunu işçinin haftada 45 saatten fazla çalışamayacağını bu sürenin ancak işçinin lehine olarak değiştirilebileceğinden bahsederek bir düzen hükmü oluşturmuştur. Bu düzenleme bize İş Kanunun verdiği serbest alanlardandır.
Fazla saatlerde çalışmak için işçinin yazılı onayının alınması gerekir. Fazla çalışma ihtiyacı olan işverence bu onay her yıl başında işçilerden yazılı olarak alınır ve işçi özlük dosyasında saklanır.(İş K. 41/7 yön 9) Ayrıca işveren, fazla çalışma yaptırdığı işçilerin çalışma saatleri gösteren bir belge düzenlemek, imzalı bir suretini işçinin özlük dosyasında saklamak zorundadır. Fazla çalışma ücretleri normal çalışma ücretleri ile birlikte ödemek zorundadır. İşveren, normal ücrette olduğu gibi fazla mesai ücretlerini de 20 gün içinde ödemek zorundadır. Fazla çalışma ücretlerinde zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu ücretlere de bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanır. İşçi, işverence fazla çalışma ücreti ödenmediği takdirde iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Bu durumda işçi, kıdem tazminatına hak kazanır fakat ihbar tazminatına hak kazanamamaktadır. Fazla çalışma ücretlerinde zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu ücretlere de bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanır. İşçi, işverence fazla çalışma ücreti ödenmediği takdirde iş akdini haklı nedenle feshedebilir. Bu durumda işçi, kıdem tazminatına hak kazanır fakat ihbar tazminatına hak kazanamamaktadır.
Son olarak işçi hakları hiçbir zaman esirgenmemelidir ve bu haklar kanunun çizdiği çerçevede her daim sonuna kadar kullanılmalıdır.