Tescilli marka bir girişimcinin ilk başvuru noktalarından birisi oluyor. Fakat kullanılmayan tescilli markaların tahmin edildiğinden daha büyük sorunlara yol açtığını biliyor muydunuz?
10 Ocak 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“Kanun”), tescilli marka 5 (beş) yıl süreyle kullanılmaması veya kullanımına 5 (beş) yıldan uzun süre ara verilmesi durumlarını bazı yeni hukuki sonuçlara bağlamıştır.
Tescilli markanın belirli durumlar halinde hükümsüz kılınabileceği hususuna mülga olan 556 sayılı KHK’da da yer verilmiş olmasına rağmen, KHK’daki ilgili maddeler, Kanun’un yürürlüğe girmesinden kısa bir süre önce, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Kanun, bu iptal kararı çerçevesinde, markaların kullanılmaması veya kullanımına ara verilmesi hallerine ilişkin düzenlenmelere yer vermiştir.
• Tescilli Markanın Kullanmama Dolayısıyla İptali
Kanun’un 9.maddesi ile birlikte tescilli bir markanın belli şartların varlığı halinde, iptalinin yolu açılmıştır.
Bahsi geçen maddeye dayanarak tescilli bir markanın iptali yoluna gidebilmek için öncelikle, markanın kullanıldığı süre, markanın kullanıldığı yer ve kullanımın niteliği kriterleri göz önünde bulundurulmalıdır.
a. Süre
Tescil edilen bir markanın Kanun uyarınca, kullanılıyor olarak kabul edilebilmesi için tescilden itibaren 5 (beş) yıllık sürede kullanılmaya başlanması yeterli kabul etmiştir.
Marka tescil edildikten sonra haklı bir neden olmaksızın, 5 (beş) sene içerisinde kullanılmaya başlanmazsa veya kullanımına başlanmış olsa dahi, en az 5 (beş) yıl bu kullanıma ara verilir ise markanın kullanılmaması halinden söz edilebilecektir.
b. Markanın Kullandığı Yer
Kanun’un ilgili maddesi uyarınca, markanın kullanılıyor kabul edilebilmesi ve dolayısıyla iptaline gitmenin söz konusu olmaması için gerekli olan bir diğer şart, kullanımın Türkiye’de gerçekleşiyor olmasıdır.
Bu çerçevede, Türkiye’de tescilli marka yurtdışında kullanımı, bahsi geçen hususta bir anlam teşkil etmeyecektir.
Kanun tarafından Türkiye’de kullanım şartı için istisna bir hal düzenlenmiş olup buna göre, markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarda kullanılması, markanın kullanımı olarak kabul edilmiştir. Buna göre, tescilli bir marka Türkiye’de kullanılmıyor olsa dahi, ihracat amacıyla markayı üzerinde veya ambalajında taşıyan ürünler, markanın kullanımının varlığı olarak kabul edilmiştir.
c. Kullanımın Niteliği
Kanun, tescil edilmiş bir markanın kullanılıyor kabul edilmesi için ciddi bir kullanımın söz konusu olmasını şart koşmuştur.
Ciddi kullanım, her somut olayda ayrıca ele alınması ve değerlendirilmesi gereken bir şart olarak karşımıza çıkar. Genel itibariyle, markanın tescil amacı dahilinde, ticari bir amaçla kullanılmasını ifade etmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki, ciddi kullanımın varlığından söz edebilmek için markanın kullanımı suretiyle, bir kazanç elde edilmesi şart değildir.
Kanun, markanın kullanım niteliği ile ilgili de istisnai bir hal düzenlemiş olup markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılmasının da markayı kullanma olarak kabul edileceğine hükmetmiştir.
Buna ek olarak, markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilmektedir.
• İptal Kararının Usulü
Kanun’a göre, sayılan şartlar ışığında kullanılmadığı kabul edilen tescilli bir markanın iptaline karar verilebilecek olup bu konuda iptal kararı verme yetkisi, Türk Patent ve Marka Kurumu’na (“Kurum”) aittir. Bu düzenlemeyle birlikte tescilli bir markanın idari bir kararla iptali hususuna, hukukumuzda ilk defa yer verilmiştir. Buna ek olarak unutmamak gerekir ki, Kurum tarafından verilen karara karşı yargı yolu açıktır.
Tescilli markanın iptali talebinde bulunulacağı öngörülerek bir kullanım gerçekleştirilmiş olması durumunun önüne geçmek amacıyla, Kurum tarafından bu husus da değerlendirilmekte olup gerekli görülen hallerde, iptal talebinin Kurum’a sunulmasından önceki 3 (üç) ay içerisinde gerçekleştirilen kullanımlar dikkate alınmadan karar verilebilmektedir.
Buna ek olarak, tescilli markaya yönelik iptal talebi neticesinde Kurum tarafından markanın belirli mal veya hizmetler yönünden kısmi iptaline de karar verilebilmektedir.
Tescilli markanın iptaline yönelik Kurum’a talep sunulmasının ardından talep, iptali istenen marka sahibine tebliğ edilmektedir. Marka sahibi tarafından tebliğden itibaren;
Özetle, belirtmek gerekir ki, Kanun’a göre,
markanın iptaline karar verilebilmektedir.
Bu karar, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından verilebilecek olup, verilen karara karşı yargı yolu açık bırakılmıştır. Fikri Mülkiyet konusunda diğer makalelerimiz için tıklayınız.