Günümüz girişimcilerinin en büyük korkularından birisi de fikirlerinin çalınma ihtimalidir. Eş, dost, aile bireyleri sahip olduğunuz fikri “öyle herkesle” paylaşmamanız konusunda bir hayli ısrarcı olacaktır. Siz de fikrinizin diğer insanlar üzerinde yarattığı etkileri test etme ve böylelikle olası pivot etme stratejilerinizi hazırlama imkanını kaybedeceksiniz. Herkesin üzerinden bu yükü almak için Türk Hukuku imdadınıza yetişiyor: Gizlilik Sözleşmesi, nam-ı diğer NDA.(Non Disclosure Agreement)

Nedir?

Gizlilik sözleşmesi adı üzerinde, taraflardan birisinin gizli bilgiyi verirken, diğerinin bu bilginin gizli kalmasını taahhüt ettiği sözleşmedir. Herhangi bir şekil şartına tabii değildir. Yani, ister sözlü, ister yazılı, isterseniz de noterde yapabilirsiniz.

Neyi korur?

Uzun yıllar nelerin bu kapsamda değerlendirilebileceği tartışılmış. Günün sonunda gelinen nokta, kanunda aksine bir düzenleme yoksa, sizce gizli kalması gereken her şeyi “sözleşme serbestisi prensibi” çerçevesinde gizlilik sözleşmesine konu edebileceğiniz olmuş.  Ticari sırlar, girişim fikriniz, marka, patent benzeri fikri mülkiyet hakkınız, know-howınız hepsi bu kapsamda değerlendirilebilir.

Başka neye yarar?

Karşı taraf ne kadar ciddi olduğunuzu görür ve bu bilinçle hareket etmeye başlar. (Koyacağınız maddi tazminat maddesi ve konunun davalık olması halinde, tüm masrafların gizliliği bozan tarafından ödeneceğine ilişkin ibare de bu sürece katkıda bulunabilir.)

Buna karşın, çok kibirli ve fikrini atom parçalamaya denk bulan bir kişi imajı çizebilir, “bana güvenmiyor musun yani?” sorularıyla muhatap olabilirsiniz. Fakat sonrasında yaşanabilecek baş ağrılarına karşı erken ağrı kesicidir. Bununla birlikte gizlilik sözleşmesi sunan girişimcilere “kibarca” teşekkür edip gönderen yatırımcılar da yok değil.

Neye dikkat edilmeli?

  • Tazminat miktarı belirli veya belirlenebilir olmalı.
  • Uyuşmazlık çıkması halinde hangi ülke ve mahkemenin yetkili olacağı açıkça belirtilmeli.
  • Süre ile sınırlandırılabilir.
  • Sözleşme “sui generis” bir yapıda olduğu için, kaynağı herhangi bir kanunda aranmamalı.
  • İspat kolaylığı için yazılı, imza sahteliği şüphelerini ortadan kaldırmak için noter onaylı yapılması çok daha avantajlı olur.

Unutmadan, en kötü icra bile, en iyi fikirden daha kıymetlidir.

Posted by Erdem Mümtaz Hacıpaşaoğlu

Merhaba, Ben Mümtaz. Girişimciyim, veri koruma ve startup avukatlığı yapıyorum. Vircon Group'un hukuk ve uyumdan sorumlu ortağıyım. Vircon Veri Koruma ile veri sorumluları için farklı sektörlerde KVKK projeleri yapıyorum. Startup Hukuku'nun kurucularındanım.

2 Comments

  1. Bilgilendirme için teşekkürler. Peki bu gizlilik sözleşmesini online bir ortama dökme şansımız var mıdır? Örnek olarak; genelde online ödeme kısımlarında kabul ettiğimiz bir sözleşme çıkar ve biz “onaylıyorum” seçeneğini işaretleriz. daha sonrasında ödeme yaparız. Buna benzer bir sistem Gizlilik Sözleşmesinde yapılabilir mi? Yapılsa geçerliliği olur mu?

    Teşekkürler,

    Cevapla

    1. Kadir Bey, Gizlilik Sözleşmeleri Borçlar Hukuku bakımından bir şekle tabii değildir. Fakat, bu sözleşmeler bakımından ciddi mali sorumluluklar doğurabilmesi itibariyle uyuşmazlık çıkınca, kanıt için ıslak imza ihtiyacı doğacaktır. Görüşüm online olarak yapmamanız yönünde.

      Cevapla

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir