Hollanda; stratejik konumu, uluslararası iş ortamı, lojistik altyapısı ve özellikle de yaratılan rekabetçi mali sistemi sayesinde Avrupa pazarına açılmaya karar vermiş yatırımcıların odak noktası haline gelmiştir. Gerek doğrudan yatırımlarda gerekse başka ülkelere Hollanda’da kurulu/kurulacak bir şirket (Special Purpose Vehicle, “SPV”) vasıtasıyla yapılacak yatırımlarda Hollanda, uluslararası şirketlerin vergi efektif yapılanmaları için bir tercih lokasyonu konumundadır. Hollanda vergi düzeniyle de Avrupa ülkeleri arasında öne çıkmaktadır.
Peki yatırımcıları Hollanda’ya çeken mali ortam nedir? Başka bir deyişle vergi efektif bir yapılanmaya giderken şirketler hangi konuları göz önünde bulundururlar? Öncelikle planlanan yatırımın yapılacağı ülke, hedefe doğrudan yatırım ya da vergisel açıdan avantajlı bir ülkede kurulu/kurulacak bir SPV veya Holding şirketi üzerinden yatırım alternatifleri ele alınır. Bunun yanı sıra planlanan yatırımın finansmanı ve buna ilişkin vergisel sonuçlar, alınan kredilerin faizleri ödenirken ortaya çıkabilecek stopaj, KDV ve Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (“KKDF”) vb., göz önüne alınır. Ayrıca yatırımın yapılacağı ülkedeki süregelen vergiler, ortaklara dağıtılan temettüye ilişkin vergilendirme ve ileride yatırımdan çıkıldığı takdirde ortaya çıkabilecek değer artış kazancına ilişkin vergiler dikkate alınacaktır.
Bu kapsamda yatırım yapılacak ülkelerdeki güncel vergi gelişmelerini takip etmek oldukça önemlidir. Bu vesileyle 19 Eylül 2017 tarihinde Hollanda Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 2018 Bütçe Tasarısı’nın ayrıntılarına yer vermekte fayda vardır. Hollanda temettü stopajına ilişkin kanunda değişiklik yapılmasını öngören bu tasarı uyarınca; kurum kazançları üzerinden yapılan temettü ödemelerine uygulanan %15 oranındaki temettü stopajı, belli şartların varlığı halinde istisna kapsamına alınacaktır. Ancak bu istisna uygulamasında vergiden kaçınmayı engelleme (“anti-abuse”) kuralları göz önünde bulundurulacaktır. Belirtilmelidir ki, Türkiye ile Hollanda arasındaki Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması (“ÇVÖA”) uyarınca, Hollanda’dan dağıtılan temettülere uygulanan stopaj oranı halihazırda %5 olup, bu tasarının kabul edilmesi halinde bu oran aşağıdaki şartların da sağlandığı durumda %0 olacaktır.
Söz konusu tasarı, eğer temettü elde eden tüzel kişi Avrupa Birliği (European Union, “EU”)/ Avrupa Ekonomik Alanı’nda (European Economic Area, “EEA”) yer alan yahut Hollanda ile arasında temettüleri de kapsayan bir vergi anlaşması olan bir ülke mukimi ise ve temettü dağıtan şirkete en az %5 oranında iştirak ediyorsa Hollanda yerel mevzuatı uyarınca dağıtılan temetüye stopaj uygulanmamasını öngörmektedir. Belirtilen şartlara ek olarak; temettü elde eden şirketin Hollanda’da mukim şirketi tutmaktaki temel amacının Hollanda temettü stopajından kaçınmak olmaması gerekir (subjektif test). Ayrıca söz konusu yapının tamamen yapay olarak görülmemesi gerekir, yani yapının geçerli ekonomik sebeplere dayanması gerekir (objektif test). Objektif testin sağlanabilmesi için; örneğin bir holding şirketinin, iştirakleri olan operasyon şirketleri ile dolaylı nihai ortak arasında bir bağ sağlıyor olması ve bağımsız olarak hareket edebilen ve şirket olma özelliklerini taşıyan tüm fonksiyon, sermaye, personel, risk vb. yapıya sahip olması (“subatance”) gerekmektedir. Substance gerekliliğine ilişkin detaylar da yine aynı tasarıda sunulmaktadır.
Tasarıda ayrıca, dağıttığı temettüler stopajdan istisna olan Hollanda’daki “Kooperatif” yapılarının kötüye kullanıldığı, yani sadece holding ve finansman faaliyetlerinin yüklenildiği (Holding Coops), durumlara ilişkin bir düzenleme de öngörülmüş olup, bu gibi durumlarda Hollanda’daki limited şirket türlerinden olan BV ve NV’ler gibi addedilerek vergilendirilmesi, yani dağıtılan temettülere %15 stopaj uygulanması, gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu yapıların ne zaman Holding Kooperatifi olarak ele alınmaması gerektiği de tasarıda açıklanmıştır.
Bunun yanı sıra, Hollanda’da yeni kurulan hükümetin 10 Ekim 2017’de yayınladığı ve gelecek dört yılda izlemeyi planladığı programda da Hollanda’daki kurumlar vergisi oranı ve temettü, faiz ve gayrimaddi hak bedelleri (“royalty”) üzerinden uygulanacak stopaj oranlarına ilişkin değişiklikler öngörülmüştür. Bu değişikliklerden en önemlisi dört yıl boyunca kademeli olarak azaltılması öngörülen kurumlar vergisi oranıdır. Bu değişiklik uyarınca; halihazırda % 25 olan genel kurumlar vergisi oranının 2019’da % 24, 2020’de % 22,5 ve 2021’den itibaren de % 21 oranında uygulanması planlanmaktadır. Ayrıca şirketlerin 200.000 Euro’ya kadar elde ettikleri kazançlar için şu an %20 olarak uygulanan indirimli kurumlar vergisi oranının 2019 yılında % 19, 2020’de % 17,5 ve 2021’den itibaren ise % 16 oranında uygulanması öngörülmektedir.
Bununla birlikte, Hollanda yerel mevzuatı uyarınca stopaja tabi olmayan faiz ve royalty ödemeleri eğer düşük vergi oranı uygulayan ülkelere gerçekleştiriliyorsa bu ödemeler stopaja tabi olacak şekilde bir düzenleme getirilmesi planlanmaktadır. Söz konusu hedefin EU ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (Organisation for Economic Co-operation and Development, “OECD”) düzenlemeleri çerçevesinde vergi rekabeti konusunda uyumsuz kara listedeki ülkelere (“blacklist jurisdictions”) yönelik olduğu söylenebilir. Temettü stopajıyla ilgili hedefler ise yukarıda bahsedilen bütçe tasarısı ile uyumludur.
Söz konusu planda yer alan bir diğer hedef, dokuz yıldan fazla nakledilemeyen geçmiş yıl zararlarına ilişkin olup bu nakil süresinin beş yıla indirilmesi yönündedir. Dolayısıyla en fazla beş yıllık geçmiş yıl zararları mahsup edilebilir olacaktır. Ayrıca finansman faaliyetlerine ilişkin giderlerin indirilmesine dair kurallarda da değişikliğe gidilmesi öngörülmektedir.
Fikri mülkiyete ilişkin avantajlı vergi rejimi sunan ve belli şartlar altında Ar-Ge faaliyetlerinden elde edilen kazançların %5 oranında vergilendirilmesi yönündeki düzenleme (“innovation box regime”) bu oranın %7’ye çıkarılması doğrultusunda yenilenecektir.
Ancak belirtmek gerekir ki, açıklanan hükümet programı yasal bir tasarı olmayıp sadece önümüzdeki günlerde izlenebilecek politikaların bir öncülü olmakta ve yatırımcılara gelecekte Hollanda vergi mevzuatında yapılabilecek değişiklikler hakkında biz izlenim kazandırmaktadır.