Edebiyat eserlerine ve sinema filmlerine de defalarca konu olduğu üzere yargılama sistemleri çoğunlukla sorunu çözmek yerine sürüncemede bırakma temeli üzerine kurulmuştur. Sistemdeki bu aksaklıkları bertaraf edecek ve aslında tarafların uzun vadede yeni uyuşmazlıklarla karşılaştıklarında kendi çözümlerini üretmelerini sağlayacak bir modele ihtiyaç duyulduğu ortadadır.

Özellikle iş dünyasında uyuşmazlığı mahkeme önüne taşımak, tarafları birbirlerine hasım hale getirmek, benzer sorunların tekrarlandığı, tarafların uyuşmazlığa rağmen birlikte çalışmaya devam etmek zorunda olduğu şartlarda işleri tıkanma noktasına getirmektedir.

Dünyada adalete erişimde son yıllarda klasik yargılama sisteminin dışında alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin uygulanmaya başlaması ile birlikte ülkemizde de bu yönde çalışmalar başlamıştır. Bu yöntemlerden arabuluculuk uzun zamandır dünyada ucuz, basit ve kısa sürede çözüm sağlayan bir yöntem olarak öne çıkmıştır.

Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden arabuluculuk, özel hukuka ilişkin olan ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklarda, muhtemel bir anlaşmanın şartlarını müzakere edebilmeleri amacıyla tarafları bir araya getirerek birbirlerinin ihtiyaçlarını anlayarak ortak bir noktada buluşmalarını sağlamak için taraflar arasındaki iletişimi kolaylaştıran, bağımsız ve tarafsız bir üçüncü kişinin  yani arabulucunun yönetimiyle yürütülen bir usuldür.

2013 yılında 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” ile hukuk sistemimize dahil olan arabuluculuk, “Sistematik teknikler uygulayarak görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onla­rın birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini” olarak tanımlanmaktadır.

Arabuluculuk, taraflara, meseleleri belirleme ve açıklığa kavuşturma, farklı bakış açılarını anlama, menfaatlerini tanımlama, olası çözümleri ortaya koyma, değerlendirme ve istendiğinde de karşılıklı tatminkâr anlaşmalara varma fırsatını sunma gibi çeşitli amaçlara hizmet eder. Bu faaliyet klasik bir yargılama faaliyeti olmaktan çok taraflar arasındaki iletişimi kolaylaştırarak tarafların uyuşmazlık hakkında rahatça müzakere edebilecekleri uygun psikolojik ortamın sağlanması ve iletişimin sürdürülmesine yardımı içeren bir mekanizmadır.

Arabuluculuk sisteminin özelliklerini ve avantajlarını kısaca sıralamak gerekirse:

  • Klasik yargılamaya göre çok daha kısa bir sürede(1 gün-1 hafta) çözüme ulaşılmasını sağlar.
  • Yargılama süreci aleni iken arabuluculuk süreci gizlilik(confidential) içinde işletilir. Bilhassa ticari sırların ortaya çıkmasını istemeyen taraflar için ideal bir başvuru yöntemidir.
  • Arabuluculuk usulünde taraflar masrafları eşit olarak paylaşmaktadır ve klasik yargılama giderlerine kıyasla çok düşük bir maliyetle uyuşmazlık ortadan kaldırılmaktadır.
  • Süreç sonunda anlaşmaya varılamaması halinde yargı merciilerine başvuru hakkı kaybedilmemektedir.
  • Taraflara kendilerine dayatılan ve tek tarafın kazanmasıyla sonuçlanan kararlar yerine arabuluculukta her iki tarafın üzerinde uzlaşıya vardığı ve menfaatlerinin zarar görmediği bir çözüm üretilir.

Arabuluculuk, şirketler arasında devam etmekte olan bir ilişkinin olduğu durumlarda çok etkilidir. Sonuç olarak anlaşmazlığı çözüme ulaştıran taraflar bunu yazılı hale getirebilir ve gerekirse görevli mahkemeye başvurup bu anlaşmaya icra edilebilirlik şerhi alarak ilgili metni ilam niteliğinde belge haline getirebilirler.

Ülkemizde 2013 yılından bu yana uygulanan arabuluculuk yöntemiyle başvuruların tamamına yakın bir oranda başarıyla sonuçlanmıştır. Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı istatistik verilerine göre başvuruların %93’ünde anlaşma sağlanmış, bunlardan %48’i bir günden daha kısa bir  sürede, %45′ ise bir günde sonuçlanmıştır. Bu sonuçlar arabuluculuk yönteminin başarısını ortaya koymaktadır.

Sonuç

Klasik yargılama sistemleri günümüzde tüm dünyada ağır iş yükü altında ezilerek adaleti yerine getirmekten her geçen gün daha da uzaklaşmaktadır. Yüksek maliyetli ve ağır işleyen yargılama süreci yerine basit, ucuz ve çabuk bir şekilde uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulduğu alternatif yöntemlerin tercih edilebilmesi için toplumsal uzlaşı kültürü ve bilinç düzeyi oluşturulmalıdır. Uzlaşma kültürünün toplumsal altyapıya kavuşması için öncelikle iş dünyasının bu konuda bilinçli hareket ederek inisiyatif alması gerekmektedir. İş hayatında girişimciler, zamanı ve maliyeti en iyi duruma getirme, çatışmayı yönetme, çözme ve dönüştürme çabalarıyla üretkenliği artırmanın yollarını araştırırlarken muhtemel bir uyuşmazlığın ortaya çıkması halinde bunu en kısa yolla ve en düşük maliyetle çözme yolunu da tercih edeceklerdir.

Kaynakça

Özbek, Mustafa S. ; Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, Ankara 2009.

Yeşilırmak, Ali; Uyuşmazlıkların Etkin Çözümünde Doğrudan Görüşme, Arabuluculuk, Hakem Bilirkişilik ve Tahkim. İstanbul 2011.

Posted by Havva Gül Şahan

Avukat/Arabulucu, Lisans ve yüksek lisans eğitimini Ankara Hukuk'ta aldı. Halen Medeni Usul ve İcra İflas hukuku doktora öğrencisi. Gönüllü çalışmayı, sivil toplumu, yenilenmeyi ve değişimi sever.

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir