Son yıllarda hızla gelişen bilgi teknolojileri hayatımızı farklı şekillerde etkilemektedir. İnternet, geleneksel ticaret ve reklamcılık anlayışını da geride bırakmış, globalleşen dünyada en hızlı ve düşük maliyetli şekilde ürün satabilmenin yolu haline gelmiştir. Bununla birlikte ticari hayatta şirketler ve girişimciler için ayırıcı unsurlar olan marka, ticaret ünvanı, işletme adı gibi kavramlara alan adı da eklenmiştir.

İnternet ile birlikte elektronik ticaretin gelişmesi özellikle elektronik ortamda ticaret yapan kuruluşlar açısından internet alan adları ayrı bir önem arz etmektedir. Alan adlarının çok yüksek fiyatlarla satılması da bu alanda önemli bir pazar olduğunu göstermektedir. Bu durum bazı uyuşmazlıkları beraberinde getirmiş ve yeni hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır.

Bilindiği gibi alan adı kısaca internete bilgi sunan bir bilgisayarın veya hizmetin adı olarak tanımlanır. Daha teknik bir anlatımla bir bilgisayarın internet ağındaki adresi, kodudur.

Alan adlarının hukuki boyutu tartışmalı olmakla birlikte birçok görüşe göre marka, ticaret ünvanı, işletme adı vb. gibi işletmelerden bağımsız olarak işletmeleri tanıtmaya yarayan ayırt edici ad, işaret ve tanıtma aracı olarak kabul edilmektedir.

Alan adları marka, işletme adı vb. nitelikte ayırt edicilik niteliğine sahip olmakla birlikte alan adının şirketler ve girişimciler için artan önemi ve elektronik ticaretin büyüyen hacmi de dikkate alındığında alan adları kendine özgü̈ bir hak niteliği kazanmış̧ durumdadır. İnternet alan adlarına ilişkin yapılan son yasal çalışmalar da bunu işaret etmektedir.

Ülkemizde .tr uzantılı internet alan adları yönetimine ilişkin hususlar 27752 sayılı İnternet Alan Adları Yönetmeliğinde düzenlenmektedir. İlgili yönetmelik alan adı sahibine bazı yükümlülükler yüklemektedir. Bu yükümlülükler;

  • İlgili mevzuata uymak,
  • Kayıt kuruluşuna tam ve doğru bilgiler vermek;
  • Bu bilgilerde meydana gelen değişiklikleri derhal hizmet aldığı kayıt kuruluşuna bildirmek,
  • Üçüncü kişilerin haklarını ihlal etmemek,
  • Kayıt kuruluşları arası zorunda transfer hallerinde bilgilendirilmesini müteakip gereken işlemleri yapmaktır.

Alan adlarını marka ve ticaret ünvanları kavramlarından ayrı tutmak gerekir. Buna bağlı olarak hukuki nitelikleri, tescilde izlenen usuller ve başvuru mercileri de farklı olacaktır. Marka sahipleri için marka isimlerini alan adında kullanmak gerek ticaret hayatı gerek kurumsal kimlik açısından  büyük önem arz ettiği şüphesizdir.

Alan adlarının marka olarak tescil edilebilmesi için alan adının marka niteliğine sahip olması gerekmektedir. Her alan adı marka olarak tescil edilemez. Ayırt edicilik niteliği olmayan, tescilli markalarla aynı ya da benzer olan, tanımlayıcı nitelikte olan ve cins, çeşit, vasıf, kalite, coğrafi kaynak bildiren, ilgili sektörde herkes tarafından kullanılan alan adları marka olarak tescil edilemez.

Bir alan adının marka hukuku anlamında ayırt edicilik unsuru bulunması durumda bu alan adının marka olarak tescil edilmesi mümkün olmasına rağmen harf ve rakam ile ifade edilemeyen markaların alan adı olarak tahsisi teknik olarak mümkün değildir. Alan adlarının tahsis işlemlerinde “ilk gelen alır” ilkesi uygulanmakta olup marka tescil işlemlerine göre çok daha hızlı ve ucuz olarak gerçekleştirilmektedir.

Belirttiğimiz gibi, alan adları web sayfalarına ulaşmada kullanılan adrestir. Bu adresleri birbirinden ayırma işlevi sebebiyle dünyada her alan adından yalnızca bir tane mevcut olması ve “ilk gelen alır ilkesi” bazı uyuşmazlıkları beraberinde getirebilmektedir.

Kamuoyunda ilk dikkat çeken uyuşmazlık, Josh Quittner adlı gazetecinin 1994 yılında “mcdonalds.com” alan adını kendi adına kayıt ettirmesi üzerine tanınmış bir fast-food restoran şirketi olan McDonald’s’ın  bu olayda alan adının tahsisine marka tesciline dayanarak itiraz etmesidir.

Dünyada alan adlarına ilişkin uyuşmazlıkların mahkemede çözümlenmesinde yetki, maliyet ve süre gibi çeşitli sıkıntılar bulunmasından dolayı bu sorunların çözümlenmesine yönelik alternatif çözüm yolları geliştirilmiştir.

Ülkemizde ise 27752 sayılı İnternet Alan Adları Yönetmeliği ile alan adlarına ilişkin ihtilaflarda alternatif çözüm mekanizmaları getirilmiştir. Bu ihtilaflar usul ve esasları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından belirlenmiş olan Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcıları tarafından işletilen uyuşmazlık çözüm mekanizması ile çözümlenebilmektedir.

Uyuşmazlık çözüm mekanizmasına başvuru için;

  • İhtilaf konusu alan adının, sahip olunan ya da ticarette kullanılan marka, ticaret unvanı, işletme adı ya da diğer tanıtıcı işaretlerle benzer ya da aynı olması,
  • Alan adını tahsis ettiren tarafın bu alan adı ile ilgili yasal bir hakkı ya da bağlantısının olmaması,
  • Bu alan adının alan adı sahibi tarafından kötü niyetle tahsis ettirilmesi veya kullanılması gerekmektedir.

Eğer şikayetçi üç şartın birlikte sağlandığını iddia ediyorsa, uyuşmazlığın çözümü için uyuşmazlık çözüm hizmet sağlayıcılarından birini tercih ederek başvurusunu yapar. Ayrıca şikayetçi başvuruda bulunduğu uyuşmazlık çözüm hizmet sağlayıcısının kendisine kesin bir karar bildirmesine kadar aynı hususta başka bir Uyuşmazlık Çözüm Hizmet Sağlayıcısına başvuruda bulunamaz.

Alan adlarının devri ve satımı da mümkündür. Ayrıca belirtmek gerekir ki gerçek kişilerin ölüm, gaiplik, gaiplik karinesi gibi durumlarında alan adı yasal mirasçılara devredilebilir. Satılan veya devredilen alan adının kullanım süresinde bir değişiklik meydana gelmeyecektir.

KAYNAKLAR

Türk Hukukunda İnternet Alan Adları ve Bu Alandaki Son Gelişmeler

Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi YIL 2010, CİLT XXVIII, SAYI I, S. 479-497 Seniha Dal

27752 sayılı İnternet Alan Adları Yönetmeliği

İnternet Alan Adı (Domain Name) Haklarının Korunması

Dr. Şeref Oğuz Şubat 2012

İnternet Alan Adları Uyuşmazlıkları Alternatif Çözüm Mekanizmasında Dünya Uygulamalarının İncelenmesi ve Türkiye İçin Öneriler

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Abdülkadir Gül Haziran 2015 Ankara

 

Posted by Melike Ayşe Aktaş

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir