Dijitalleşen dünyada, bilginin daha hızlı ve kolay erişilebilir olmasıyla birlikte şirketlerin bu dönüşüme katılımı hızlanıyor. Artık, bu dönüşüm sürecine ayak uyduramayan, geleneksel yapısını değiştirmeyen şirketlerin rekabet edemeyip ekosisteminden silinecek olması kuşkusuzdur. Ülkemizde de, özellikle bankacılık, telekom ve teknoloji şirketleri, bu dijital dönüşümü gerçekleştirmek için yatırımlar yapıyor, dünyadaki gelişmeleri takip ediyor. Bu sektörlerden bankacılığın, dünyada ve ülkemizde dijitalleşmeye öncülük eden temel sektörlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle, müşterilerine hizmet sunma kanallarında bu dönüşümü sağlayan bankalar, müşteri beklentisini en iyi ve hızlı şekilde karşılamak için rekabet halinde.
Bankacılıkta dijital dönüşüm, mobil bankacılık uygulamalarıyla başladı. 2015 yılından itibaren ise pek çok banka, mobil bankacılığın da ötesinde, dönüşümün hakkını veren yenilikler gerçekleştirdi. ‘Pratik Şube’ oluşumuyla dijital ve fiziksel şubeyi birleştirerek müşterilere para çekme, yatırma, kredi kartı teslimi gerektiren işlemlerin yanı sıra ıslak imzanın zorunlu olduğu konut kredisi kullanımı gibi işlemleri yapma imkanı sağlama, mobil bankaya yüz tanıma teknolojisi ile giriş yapma, Chatbot teknolojisi ile akıllı asistanlar ile mesajlaşarak para transferini kolaylaştırma, yalnızca QR kodu ile hızlı para transferini gerçekleştirme gibi çeşitli dijitalleşme ürününü müşteriye sağlayan bankalar arasında rekabet hızla artıyor.
Artan bu rekabetle birlikte, hayatımızda “Açık Bankacılık” (Open Banking) dediğimiz kavram da yer edinmeye başlayacak. Avrupa Bankacılık Birliği tarafından oluşturulan PSD2 düzenlemesi ile (Second Payment Services Directive – İkinci Ödeme Hizmetleri Direktifi) bankalar, müşterilerine ait finansal bilgileri, çeşitli hizmetler sunma amacıyla banka ve müşteri dışındaki üçüncü parti Fintech şirketlerin kullanımına açma imkanına sahip olacak. Bu yalnızca bankalararası rekabeti değil, pek çok Fintech şirketi arasındaki rekabeti de artıracak. Bankalar ve Fintech şirketleri, müşterilerine daha iyi hizmet sunabilmek, ödemelerini kolaylaştırabilmek, finansal risklerini daha sıkı kontrol edebilme imkanlarını sağlamak için açık bankacılık sistemine geçmek zorunda.
İngiltere, Hong Kong, Singapur, Kanada gibi ülkelerde açık bankacılık uygulamaları yaygınlaşmakta, özellikle İngiltere’de bankalar, müşterilerini açık bankacılık uygulamaları için bilgilendirme broşürleri dağıtmaktadır. Açık bankacılıkla ilgili dünyadaki önemli düzenlemelere bir göz atacak olursak:
-Avrupa Birliğinde PSD2,
-İngiltere’de CMA (İngiliz Rekabet ve Piyasalar Otoritesi) Açık Bankacılık Yönetmeliği
-Hong Kong HKMA(Para Otoritesi) Açık API direktifi,
-Avustralya Merkez Bankası Açık Bankacılık Yönetmeliği,
-Bunlar dışında, ABD, Kanada, Japonya, Singapur, Brezilya, Malezya gibi ülkelerde de açık bankacılığa ilişkin adımlar atılmakta ve çalışmalar yapılmaktadır.
Açık bankacılığın henüz ilk zamanları olmasına rağmen açık bankacılık hizmeti sağlayan pek çok banka ve Fintech şirketleri mevcut. Ödemeler, veri toplama, kimlik doğrulama gibi başlıklar altında açık bankacılık hizmetlerini sıralayabiliriz. Peki açık bankacılık müşterilere ne gibi imkanlar sağlayacak? Müşteriler, farklı bankalarda tutulan hesaplar arasındaki para hareketini farklı sağlayıcılardan, tek bir yerde görebilecek, finansal hareketlerini tetikleyecek durumlarda, kurallara dayalı parametreler oluşturabilecek ve mali durumlarını daha iyi yönetmelerine imkan sağlanacak. Kredi başvurunuz reddedildiğinde size daha iyi teklifler sunan sanal finans danışman, borsada online yatırım hizmetlerinin geliştirilmesi, online kira sözleşmeleri, kimlik doğrulama, online mal ve hizmet alımı gibi pek çok hizmete imkan tanıyacak. Yapılmak istenen işlemi özellikle zaman yönünden sürüncemede bırakan kimlik doğrulama işlemleri, PSD2’nin sağladığı imkanlar sayesinde, ‘daha az evrak, daha hızlı hizmet’ mottosuyla, bir kez yapılmak suretiyle tüm kredilerde kullanılabilecek. Açık bankacılık sayesinde özellikle kişisel finans uygulamaları yaygınlaşacak, tüm bankalarla dünyada farklı uygulama alanları olmakla birlikte, banka ve Fintech şirketlerinin hayal gücü ve yaratıcılıkları doğrultusunda bu örnekler çoğalacaktır.
PSD2, Avrupa Bankacılık Otoritesi’nin önerge ve direktifleriyle uygulanmaya başladı. Bizde henüz bir uyum yasası gelmese bile, PSD2 doğrultusunda hizmetler sunmaya başlayan kurum ve şirketler için BDDK’nın en azından bir rapor, bir direktif yayınlaması gerekmekte.
Dijital dönüşüm ve bunun bir parçası olan açık bankacılık, sağladığı hızlı ve kolay erişilebilir hizmetin beraberinde pek çok riski getiriyor. Sistem ne kadar kusursuz olursa olsun, en ufak bir hatalı işlemin çok büyük bir güvenlik zafiyetine yol açabileceği göz önünde bulundurulmalı. Bankaların, dijitalleşme konusunda rekabetin artmasıyla birlikte dönüşümü hızlandırması, bilgi güvenliği anlamında büyük risk yaratırken, özellikle de kişisel hakların ve bilgilerin korunması konusunda bankalar ve Fintech şirketleri çok dikkatli olmalıdır. Her ne kadar ‘veri gizliliği, veri güvenliği ve müşteri onayları’ temel kural olsa da, kişisel verilerin hukuka aykırı kullanımını engellemek ve mali suçların işlenmesini önlemek amacıyla, dünyadaki regülasyonların sıkı takip edilmesi ve açık bankacılık dönüşümünde bankaların ve üçüncü tarafların, teknoloji, insan gücü ve yönetim sistemlerinin yetkinliğini en üst seviyeye çıkartması gerekmektedir.