21. yüzyılda gerçekleşen teknolojik gelişmeler herkesin malumu. Devrim niteliğinde olan bu gelişim ister istemez uzmanlaşmayı da zorunlu kılmıştır. Her geçen gün büyüyen proje ve yatırımların tek bir kişi veya şirket tarafından gerçekleştirilmesi beklenemez. İşte bu nedenle farklı alanlarda uzmanlaşan kişilerin söz konusu girişimlerde işbirliği yapması kaçınılmazdır. İşbirliği yapmak isteyen tarafların seçeneklerinden biri de konsorsiyumdur.

Girişimciler tarafından çoğunlukla daha önce duyulmayan ya da daha önce duyulmasına rağmen hukuki olarak tam olarak ne ifade ettiği bilinmeyen bir ticari oluşum olan konsorsiyumdan bahsetmek istiyorum. Konsorsiyum, birden fazla kişinin (veya Startup’ın) belirli bir işi gerçekleştirmek amacıyla bir araya gelmesiyle oluşur. Fakat konsorsiyumun karakteristik yönü bir araya gelen tarafların her birinin birbirinden bağımsız olarak işin yalnızca bir bölümünü üstlenmesi ve yalnızca üstlendiği bölümden sorumlu olmasıdır. Somutlaştırmak gerekirse; yazılım alanında uzmanlaşmış bir Startup ile donanım alanında uzmanlaşmış diğer bir Startup’ın yapay zekalı robot üretimi için konsorsiyum oluşturması örnek verilebilir.

Konsorsiyum, gerek Türk gerekse Alman ve İsviçre hukuk düzenlerinde kanunen düzenlenmemiştir. Ancak kanunen düzenlenmemesi pratikte kullanılamayacağı anlamına gelmez.

Konsorsiyum, adi şirketin kendine has bir türüdür. Bu sebeple mahiyetine uygun düştüğü ölçüde Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen Adi Şirket hükümleri uygulanır. Ayrıca konsorsiyum, adi şirket gibi, tüzel kişiliği haiz olmayan bir ortaklık türüdür. Ancak ilgili hükümlerin doğru uygulanabilmesi için konsorsiyumun mahiyeti ve özellikle karakteristik yönleri çok iyi anlaşılmalıdır.

Konsorsiyum ilişkisi bir sözleşmeye dayanır. Konsorsiyumu oluşturan sözleşmenin geçerliliği herhangi bir şekil şartına bağlı değildir; sözleşme yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Ancak sözlü konsorsiyum sözleşmelerine rastlamak pek mümkün değildir. Çünkü yatırımların hacmi dolayısıyla taraflar maksimum hukuki güvenliği sağlamak için sözleşmeyi yazılı olarak akdedeceklerdir. Ayrıca konsorsiyum oluşturmak için tarafların Türk Ticaret Kanunu bağlamında tacir olması aranmaz.

Konsorsiyum çoğunlukla proje, yatırım bazlı oluşturulduğu için gerek Türk gerekse Avrupa literatüründe “geçici ortaklık” olarak da adlandırılmaktadır. Ancak süreklilik arz eden amaçlar doğrultusunda da oluşturulabileceği unutulmamalıdır.

Özellikle belirtmek gerekir ki; gerek kamu gerekse özel ihalelere, şartnamede açıkça aksi düzenlenmedikçe konsorsiyum olarak teklif verilebilir. İlgili durum konsorsiyum olarak ihaleye katılım sağlanacaksa çok dikkatli bir şekilde araştırılmalıdır. Aksi halde teklifiniz değerlendirme dışı kalabilir.

Konsorsiyumun yönetimi taraflardan birine veya bir kaçına bırakılır. Yönetim yetkisi verilmiş olan tarafa “Konsorsiyum Lideri” denir. Lider dışındakilerin konsorsiyum hakkında karar verme veya harekete geçme hakkı yoktur. Söz konusu yetki, tarafların projede üstlendiği teknik alan ile ilgili değildir. Konsorsiyumun yapılanmasında liderin rolü önem arz etmektedir. Örneğin; bir startup’ın konsorsiyuma dâhil olmasının yegâne sebebi Konsorsiyum Lideri startup’a olan güven olabilir. Bu sebeple, adi şirket hükümlerinde olduğu gibi, yönetim yetkisinin yeni bir kararla geri alınması, yeni bir lider veya liderler yaratılması konsorsiyumun mahiyetiyle çatışacağından kabul edilemez. Eğer konsorsiyum lideri görevini gerektiği gibi yerine getirmiyorsa konsorsiyum ilişkisinin haklı nedenle feshi yoluna başvurulabilir.

Konsorsiyumda özellik arz eden husus tarafların iş sahibine ve üçüncü kişilere karşı sorumluluğudur. Konsorsiyum sözleşmesinde, her bir tarafın işin hangi bölümünden sorumlu olduğu açıkça gösterilir. İş sahibi ile yapılan sözleşmede konsorsiyuma katılan ortakların müteselsil sorumlulukları bertaraf edilmektedir. Böylelikle konsorsiyum tarafları iş sahibine karşı yalnızca işin üstlendikleri bölümünden sorumludur. Bu durum, konsorsiyumu adi şirketten ayıran en temel özelliktir. Eğer konsorsiyum ortakları iş sahibine karşı böyle bir paylaşım olmaksızın her biri işin tamamından sorumlu olmak üzere taahhüt altına girmekte iseler bu takdirde ortada gerçek ve teknik anlamda bir konsorsiyum mevcut değildir.

Konsorsiyumun başlıca sona erme sebebi amacının gerçekleşmesidir. Örneğin; alınan siparişin tamamlanması veya üstlenilen ihale konusunun yerine getirilmesi. Konsorsiyum belirli bir süre için oluşturulmuşsa bu sürenin dolması da bir sona erme sebebidir. Öte yandan konsorsiyumun amacının gerçekleşmesinin imkansızlaşması halinde de konsorsiyum sona erer. Ayrıca konsorsiyumu oluşturan taraflardan birinin kişiliği kaybetmesi, örneğin taraf şirketin iflas etmesi, tasfiye olması, konsorsiyumu sona erdirir.

Bu yazımda temel hatlarıyla iş hayatında önemli bir yer tutan ortaklık biçimlerinden  konsorsiyum konusunda sizi aydınlatmaya çalıştım. Umarım bazı soru işaretlerine cevap verebilmişimdir. Startuplarınızın, önemli projelerin konsorsiyumlarında bulunması dileklerimle.

Posted by Mertcan Biçer

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir