I. GİRİŞ

Girişim sermayesi, fon fazlası olan şahıs veya kurumsal yatırımcıların; yatırım ihtiyacı içindeki şirketlere yatırım yaparak bu şirkette pay sahibi olması ve şirketin büyümesi ve değer kazanmasıyla bu payları satarak kar etmesi amacını taşıyan yatırım şeklidir.[1]  Genellikle profesyoneller tarafından oluşturulan Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı sistemi genç, dinamik, hızlı büyüme ve yüksek karlılık potansiyeli olan ancak yatırım ve büyümenin gerçekleştirilmesi için gerekli olan finansal kaynakların temininde sıkıntı çeken küçük boyutlu işletmelerin projelerine yatırım yapmaktadır.[2]  Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri uyarınca tasarruf sahiplerinden fon katılma payı karşılığında toplanan para ya da diğer varlıklarla, tasarruf sahipleri hesabına, inançlı mülkiyet esaslarına göre Kurulca belirlenen varlık ve haklardan oluşan portföy veya portföyleri işletmek amacıyla portföy yönetim şirketleri tarafından fon iç tüzüğü ile kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan mal varlığına yatırım fonu adı verilir. Fon fazlası olan şirketler ise bu yatırım fonlarına yaptıkları yatırımla hem sermaye ihtiyacı duyan şirketlerin gelişmesini sağlamakta hem de birtakım vergisel avantajları haiz olmaktadır. Bu yazımda, genel hatlarıyla bu vergisel avantajları inceleyeceğim

II. GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM ORTAKLIKLARI

GSYO olarak adlandırılan Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıkları kayıtlı sermayeli olarak kurulan ve çıkarılmış sermayelerini esas olarak girişim sermayesi yatırımlarına yönelten ortaklıklardır. GSYO girişim sermayesi yatırımlarının gerçekleştirilmesinde kullanılan araçlardan biridir. Sonuçta girişim sermayesi yatırımı bir yatırım kararı olup, bunu kişiler veya herhangi bir şirket de yapabilir. Bir GSYO aynı zamanda bir kurumsal yatırımcı ve bir sermaye piyasası kurumudur. Bu sebeple GSYO’ların faaliyetlerinde sermaye piyasası mevzuatına uyum sağlaması gerekmektedir. [3]

III. GİRİŞİM SERMAYESİ YATIRIM FONU

Fon, Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri uyarınca nitelikli yatırımcılardan katılma payı karşılığında toplanan para ya da iştirak paylarıyla, pay sahipleri hesabına, inançlı mülkiyet esaslarına göre, üçüncü fıkrada belirtilen varlık ve işlemlerden oluşan portföyü işletmek amacıyla Kuruldan faaliyet izni alan portföy yönetim şirketleri ve girişim sermayesi portföy yönetim şirketleri tarafından bir iç tüzük ile süreli olarak kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan mal varlığıdır. ( SerPK. III-52.4 Numaralı Tebliğ Md. 4 )

IV. VERGİSEL AVANTAJLAR

Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi olarak Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabilir. Bu fon, kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10’unu ve öz sermayenin %20’sini aşamaz. ( VUK Md. 325/A/1 ) Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından VUK md.325/A/1’e göre indirim yapılacaktır.

Unutulmamalıdır ki buradaki kazanç, ilgili şirketin vergi matrahı üzerinden hesaplanacaktır. Örneğin, şirketin vergi matrahında gözüken 100 bin TL olan kazanç üzerinden normalde %22 olarak kurumlar vergisi tahsil edilmesi gerekirken, bunun %10’unu yani 10 bin TL’sini bir girişim sermayesi yatırım fonuna aktardıysa ilgili kurum, matrah 90 bin TL üzerinden hesaplanacak ve 90 bin TL’nin %22’si üzerinden kurumlar vergisi mükellefi olacaktır.

Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar pasifte geçici bir hesapta tutulur. Mükelleflerce, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapılmaması halinde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. ( VUK md. 325/A/2 )

Bu fon; amacı dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi, ortaklara dağıtılması, dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması veya işin terki, işletmenin tasfiyesi, devredilmesi, bölünmesi ya da girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde bu maddede belirtilen amaçla yeniden kullanılmaması halinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde vergiye tabi tutulur. ( VUK md. 325/A/3 )

Kurumlar açısından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun İstisnalar başlıklı 5.maddesinde tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları kurumlar vergisinin istisnasından yararlanacağı belirtilmiştir.

Bu noktada vergisel avantaj, sadece fona yatırılan miktar üzerinden değil aynı zamanda bu fon aracılığıyla hisse senetleri üzerinden elde edilen karlar da vergi avantajından yararlanacaktır.

V. SONUÇ

Bu vergilendirme avantajına yönlendirici vergi[4] de denilmektedir. Buradaki amaç, yukarıda da açıkladığım gibi, sermaye fazlası sahip şirketlerin, vergisel avantajlardan yararlanmak suretiyle sermaye ihtiyacı duyan şirketlerin bu ihtiyacını karşılamaya yönlendirmektir.

[1] Ece Koç, https://startuphukuku.com/private-equity-nedir/

[2] http://www.yoikk.gov.tr/upload/komiteler/kobi/gsyo.pdf

[3] http://www.spk.gov.tr/Sayfa/Index/16/5

[4] Ayrıntılı inceleme için bkz. Göker, Cenker, Yönlendirici Vergilendirme, Turhan Kitabevi, Ankara, 2011.

Posted by Cankat Şir

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir