Dünya çapında Japonya oyun sektörüne yön veren şirketlere sahip bir ülke olmasına rağmen neden bu zamana kadar esporda başarılı olamadı?
2017 yılında Seattle Arena’da ve online olarak toplam 5 milyon kişiden fazla insanın izlediği, kazananın da 2.2 milyon dolar kazandığı bir espor turnuvası yapılmıştı. Bu rakam neredeyse Rafael Nadal’ın Fransa Açık’ta kazandığı miktara yakın. Dünyanın her yerinden oyuncular, izleyenler vardı. Fakat hiçbiri Japonya’dan değildi.
Durduk yere konu neden Japonya’ya geçti diye düşünüyorsunuz. Anlatayım. Japonya video oyunları yaratan ilk ülkelerden biri olmasına rağmen bunca sene Amerika, Avrupa, Türkiye gibi büyük bölgelerin gerisinde kaldı. Tabii bu geri kalmadan kasıt, video oyunları sektörü. Şimdiki adıyla espor.
Espor çok büyük bir sektör. Katlanarak büyümesi dışında uluslararası olma özelliğine sahip. Dili ortak, yatırımcıları ortak, ülkeler ortak, turnuvalar ortak. Çin’de, Güney Kore’de, Amerika’da bu iş için yapılmış stadyumlar mevcut. Amerika gibi ülkelerde ise oyunculara öğrenim hayatları için burslar verilmekte. Activate’in yaptığı bir araştırmaya göre 2020 itibarı ile gelirleri 5 milyar doları geçecek olan espor sektörü neredeyse dünyanın en büyük futbol ligi olan Premier League seviyesine gelecek. Bu kadar hızlı büyüyen, katlanan ve globalleşen bir sektörde pay sahibi olabilmek için bir takım düzenlemelere sahip olmak gerekiyor. Yatırımcıların, takımların, yayıncıların güvenli bir ortamda hayatlarını idame ettirme istekleri çok açık.
Japonya’nın Çözülmeyen Düğümleri
Bu kısa espor güzellemesinden sonra konunun Japonya ile nerede çeliştiğine gelelim. Japonya 1980’lerde televizyonda yayınlanan ilk oyun mücadelelerini vermiş bir ülke. Fakat yine 1980’lerde yapılmış bir takım yasalar ile oyuncuların ve oyunların gelişimi bir şekilde engellenmiş. Belki bu yasaların amacı yasadışı kumar ve kültür karmaşasını önlemekti fakat günümüze yansıyan şeklinde Japonya’yı çok geride bırakmışa benziyor. Hemen kısa bir şekilde bu yasalara değineyim.
İlk gariplik Japonca ve bahis konularının 80’lerde Yakuza’yı video poker konusuna çekmiş olması. Evet, bildiğimiz Yakuza. Diğer engeller ise daha çok para ve lisans konularında mevcut. Ödül havuzu toplanamaması, nakit para akışı zorluğu bunların en önemlileri. Yakuza’nın organize suç ve bahis dalgasını çözmenin yolunu, herhangi bir etkinlik için ödül havuzunu 100.000 Yen, yani 900$ ile sınırlı tutmakta bulmuş otoriteler. Hükümet, bu gibi yaptırımların 2024 olimpiyatlarında konuşulan espor sektörünü ve gelecek yatırımları zedelediğini anlayıp kolları sıvadılar. Yapılan yeni değişiklikler ile daha büyük miktar ödül havuzlarının olduğu turnuvaların düzenlenmesinin önü açıldı.
İlk örneği geçtiğimiz haftalarda yapılan bir turnuvayla verilen bu yasa sonucunda, o hafta turnuva boyunca toplam 3 milyon Japon yeni, 300.000$ ödül dağıtıldı. Paranın dışında en büyük problemlerden biri olan lisanslı sporcu olabilme konusu da Japon oyuncular tarafından kurulan Japan Esports Union sayesinde çözüme kavuştu.
Nintendo, Sony, Sega, Namco, Square Enix, Capcom, Konami gibi oyun kültürünü şekillendirmiş firmalara ev sahipliği yapan Japonya; Fransa ve Güney Kore’den sonra espor sektörüne hukuki bir temel kazandıran sayılı ülkelerden oldu. İstisnasız her yazımda belirttiğim gibi, paranın olduğu her sektörün hukuki bir temele dayandırılması bu işi daha da katlayacak. Yasalar yapıldığı andan itibaren gelişen Japonya’yı örnek göstermekte bir sakınca görmüyorum. Fakat yukarıda bahsettiğim şirketlerin yöneticileri ne yazık ki Japonya’da yıllar yılı çözülemeyen düğümlerin 3-4 sene içinde ancak açılacağını düşünüyorlar. Ama yatırımlarına ve uğraşlarına asla son vermiyorlar. Profesyonel lisans ve ödül havuzu konularının daha açık ve temelli olması gelecek günlerde Japonya’nın espor sektörü içerisindeki elini daha güçlendirecek. Şüphe yok ki bundan sonraki büyük turnuvalarda Japonya takımlarını ve profesyonel oyuncularını daha çok göreceğiz.