Kripto para kavramı ve güncel durumunuyakın mercek altına alan bir rapor Temmuz 2018’de Avrupa Birliğinde yayımlandı. Rapor kripto paralar ve Avrupa Birliği Bankacılık Otoritesi (EBA)’nın yaklaşımını anlamak adına oldukça önemli.(Rapor metni için tıklayın.)

Sanal paraların ekonomik ve teknolojik özellikleri ile giriş yapılan araştırmada, özellikle en çok pazar payına sahip üç kripto para (Bitcoin, Ethereum, Ripple) birbirleri ile karşılaştırması yapılmış. (Bu karşılaştırmalar için ayrıntılı bilgi için Ripple ; Bitcoin vs Ripple.

Önceki yazılarımda Bitcoin ve türevleri için kripto para terimini kullanmama rağmen, Avrupa Birliği raporda “virtual currency” terimini kullanmış olduğu için “sanal para” kavramı ile yazıma devam edeceğim. Raporun özellikle bu tür paraların avantajları ve dezavantajları kısmını bu yazıda size sunmak istedim.

Raporda sanal paraların sahip olduğu potansiyel ekonomik avantajların altı çizilmiştir. Özellikle, sınır aşan işlemler açısında düşük işlem maliyetleri, işlem hızı, bu avantajlardan en önemlilerinin başında gösterilmektedir. Buna ek olarak anonim işlemlere fırsat sağlanması örneğin hassas dataların paylaşımına gerek olmaksızın işlemlerin yerine getirilebilmesi sanal paraların kullanım avantajları olarak işaret edilmiştir. Bununla birlikte bu avantajların çeşitli riskleri de beraberinde getirdiği vurgulanmıştır. Avantajların karşılığında ne gibi dezavantajlar olduğu, her avantajın karşısında ele alınmış. Burada bu avantajlar ve dezavantajların üzerinden hızlıca geçeceğim.

Hemen yukarıda bahsettiğim gibi, ekonomik avantajlar da analiz edilmiş ve çeşitli çıkarımlar paylaşılmıştır. Örneğin, işlem maliyetleri açısından sanal paraların kullanımı ile oluşan maliyetlerin hesaplanması; işlemlere ilişkin güvenilir verilerin noksanlığı sebebi ile pek mümkün bulunmadığı hususuna vurgu yapılmış. Ancak işlem maliyetleri geleneksel metodda 2-4 % iken, sanal paralara dayalı işlemlerde bunun 1%’den daha az olduğu ve özellikle sınır aşan işlemlerde döviz kullanımında oluşan makasın bertaraf edilmesine olanak sağlaması sanal para kullanıcıları için mevcut bir avantaj gibi göründüğünden bahsedilmiş. Ancak Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA), mevcut maliyetlerin düşük algılanmasının herhangi bir düzenleme olmaması ve işlem güvenliğinin garanti altına alınmaması ile yakından ilgisi olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca işlemleri gerçekleştiren sanal para madencilerinin de kendi yatırımlarını karşılamak adına daha fazla kesintiye gidebileceğinin mümkün olduğu belirtilmiş. Avrupa Bankacılık Otoritesi, özellikle Avro bölgesi içerisinde Single European Payment Area (SEPA)’da işlem gerçekleştiren ülkeler için, sanal paralarla işlem yapmanın sanıldığı kadar avantajlı olmadığını çünkü düşük maliyetli sınır aşan işlemlerin Avro ile kendi sistemleri içerisinde gerçekleştirilebildiğini hatırlatmaktadır.

Sanal paralarla yapılan işlemlerin geleneksel yöntemlerle, devlet paraları yapılanlardan daha hızlı olması bir başka avantaj olarak kabul edilmekte. Örneğin Bitcoin’le 10 dakikada yapılan bir işlem, geleneksel yöntemde pekçok parametreye bağlı olarak gecikecebilir ve günler sürebilir. Sanal paralar 7/24 kullanılabilir iken, geleneksel bankacılık sistemi haftasonları, resmi tatil günleri gibi zaman dilimlerinde çalışmamaktadır. Ancak Raporda bu avantaja ilişkin olarak yine hatırlatmada bulunulmuş ve pek çok ülkenin hızlı transfer mekanizmaları geliştirerek devlet paralarını da neredeyse Bitcoin’den daha hızlı bir başka ülkeye iletebildiklerini vurgulamıştır.

Raporda yer alan bir başka avantaj, sanal paralarla yapılan işlemlerle ortaya çıkan anonim işlemlerdir. Anonim işlemlerde devlet otoritelerinin müdahalesi sınırlanmakta ve kişisel verilerin korunması kolaylaşmaktadır. İsim, adres, kredi kartı numarası, ya da telefon numarası gibi bilgilere gerek olmaksızın işlemlerin gerçekleşebilmesi, potansiyel kimlik hırsızlığının önüne geçilmesinde etkilidir.

Ancak bu avantajlı durumun başka riskleri barındırdığından aşağıda bahsedeceğiz.

Finansal katılımın artmasına imkan sağlaması kripto para için bir başka avantajı olarak sunulmuştur. Avrupa Bankacılık Otoritesi, Avrupa Birliği içerisinde halihazırda bankalara, Avrupa Birliği vatandaşları tarafından erişimin kolay ve ucuz olması sebebiyle, bu durum, Avrupa Birliği içerisinde önemli bir avantaj olarak görülmemektedir. Özellikle de, sanal paraların oluşum süreçlerindeki karmaşıklık (kriptoloji ve bilişim teknolojileri söz konusu olduğundan) vatandaşları dolandırılıcıların kolay hedefi haline getirmektedir.

Avantajların yanısıra, dezavantajların da raporda sunulduğundan yukarıda bahsetmiştik.

Belli başlı dezavantajlar şu şekilde sıralanmıştır:

Rapor kripto para özelinde dijital hırsızlık ve dolandırıcılık yöntemleri ile kolay şekilde el değiştirdiğini hatırlatmaktadır. Örneğin bir exchange işlemi sırasında ya da elektronik cüzdan uygulamasından sanal paralar kolayca el değiştirebilir. (Dünyada yaşanan en büyük Bitcoin dolandırıcılığı örnekleri için tıklayın.). Bu şekilde sanal paraların çalındığı, siber atakların hedefi olduğu pekçok örneğe rağmen, geleneksel finansal sistemde bu örnekler güçlü regulatif ortam ve düzenleyici otoritelerin varlığı sayesinde oldukça sınırlı olduğuna dikkat çekiliyor.

Bir diğer dezavantaj olarak sanal paraların kurlarındaki dalgalanmanın extrem boyutlara ulaşabilir olması (her ne kadar yanlızca sanal paralara mahsus olmasa da, avro, dolar gibi devlet paraları ile karşılaştırıldığında) gösterilmektedir. 17 Aralık 2017’de Bitcoin 19,435 US$ iken 5 Şubat 2018’de 6,858 US$ seviyelerine gerilemiş ve iki ay gibi kısa bir sürede 64.7% seviyelerinde bir dalgalanma yaşanmıştır.

Raporda yer alan bir başka dezavantaj, hemen yukarıda bahsettiğimiz, anonim işlemler ve kişisel verilerin güvenliği noktasında karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar tam ve keskin bir anonimite sanal para dünyasında dahi mümkün olmasa da, gerçek ve tüzel kişilerin kimliklerinin saklanmasına imkan veren bu sistem terör grupları, uyuşturucu ve yasa dışı silah tacirleri, ya da vergi kaçakçıları tarafından kullanılabilir. Varsayımsal olarak, sanal paraların gelişi güzel kullanımı, finansal yaptırımların bertaraf edilmesini beraberinde getirerek, etkili dış politika yürütülmesinin dahi önünde bir engel haline gelebilir savı öne sürülmüştür.

Sanal paralar açısından rapordaki bir başka dezavantaj, bu paraların parçası olduğu sistemin kullandığı elektrik miktarıdır. Sözü edilen elektrik miktarı bankaların hali hazırda kullandıkları ile karşılaştırılamayacak derecede yüksektir. (Örneğin, Bitcoin’in neredeyse Çek Cumhuriyeti’nin senede tükettiği elektiriği tüketiyor olması hakkında bkz. ) Özellikle, iklim değişikliğinin ciddiyeti karşısında, düşük maliyetlerle işlem yapmaya olanak sağladığı düşünülen sanal paralar, çevresel açıdan oldukça yüksek maliyetlere yol açmaktadır. Bir başka maliyet kalemi ise, sanal paraların bazı bilgisayar parçalarında yarattığı fiyat artışı ve özellikle grafik kartı gibi parçalar açısından yarattığı tedarik açığına dikkat çekilmiştir.

Avrupa Birliği tarafından Temmuz 2018’de yayımlanan bu rapora göre, sanal paralar, merkez banklarınca tedavüle sürülen devlet paralarının yerini yakın gelecekte alamayacak, ancak devletler tarafından yapılan regülasyonlarda sanal paraların ihmal edilmemesinin isabetli olduğu savunulmakta.

Posted by Belkıs Vural Çelenk

Dr. Araştırmacı-Hukukçu, 2011 Bilkent'den Hukuk Lisans derecesi, 2012 LMU Münih'ten Avrupa Birliği ve Uluslararası Ekonomi Hukuku Yüksek Lisans derecesi 2018 İsviçre Luzern Üniversitesi'nden Dr. iur. derecesi almıştır.

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir