Limited şirketlerin ülke genelinde kurulan en yaygın şirket türü olduğu bilinmektedir. Kuruluşundaki bazı kolaylıklar (örneğin: sermaye açısından) kişileri ticarî faaliyetlerini sürdürmeleri için limited şirketlere yönlendirmektedir.

Türk Ticaret Kanunu’nun maddelerinde limited şirketlere ilişkin hükümler yer almaktadır. Çokça tercih edilmesine rağmen, limited şirketlerle ilgili göz ardı edilme ihtimali yüksek olan bir husus bulunmaktadır: Limited şirket ortaklarının yahut müdürlerinin/temsilcilerinin, amme/vergi borçlarından sorumluluğu. Sorumluluğa dahil olan amme alacakları; vergi, vergi cezaları, gecikme zammı, gecikme faizi vs. gibi aslî ya da fer’i nitelikli borçlardır.

Esasen tüzel kişilik/şirket kurulmasının sebebi kişileri şahsi sorumluluktan kurtararak, sorumluluğu tüzel kişiye yüklemektir. Fakat limited şirketlerdeki amme borçlarından sorumluluk konusunda bu şirket türüne özgü bir sorumluluk bulunmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35 ve mükerrer 35’inci maddelerinde söz konusu sorumluluk halleri düzenlenmektedir. Ortak yahut müdür/kanunî temsilcilerin bu konudaki sorumluluklarının ayrı ayrı düzenlenmesi gerekmiştir. Zira bir amme alacağı söz konusu olduğunda; limited şirketlerde yer alan bu kişilerin hangi sıfatları ile öncelikli olarak sorumlu olacaklarına dair kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. İçtihatlarda bazı belirlemeler söz konusu olmaktaysa da, bu konuda doktrin-içtihat olarak bir görüş birliği bulunduğunu söylemek zor olacaktır. Bu sebeple kanunda ele alındığı gibi, kimlerin hangi sıfatları ile sorumlu bulunduklarının izahı gerekmektedir.

Limited şirket ortakları: Kanunun 35’inci maddesindeki düzenlemeye göre ortaklar, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında ve doğrudan doğruya sorumlu olmaktadırlar. Ortağın payını devretmesi durumunda ise devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmaktadırlar. Ortakların kendi sorumluluklarına ilişkin düzenleme açıktır. Fakat devir halindeki durumda kanunun uygulanması devir zamanın belirlenmesi açısından belirsizlikler oluşturmaktadır. Bu durum da TTK’nın 594’üncü maddesi ve Tahsilat Genel Tebliği değerlendirilerek; noter onaylı devir tarihi esas alınacağı şeklinde çözümlenebilecektir. Her iki durumda da gerekirse alacaklı idarece takibe konu edilmeleri mümkündür.

Limited şirket müdürleri/temsilcileri: Kanun’un mükerrer 35’inci maddesindeki düzenlemeye göre, yine tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin mal varlıklarından tahsil edilecektir. TTK’nın 623’üncü maddesine göre yapılan belirlemede şirket yönetimi ve temsilinin, şirket sözleşmesi ile müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa yahut tüm ortaklara veya üçüncü kişilere verilebilecektir. Yani mükerrer 35’inci maddede ifade edilen kanunî temsilci ibaresi, limited şirketler açısından müdür sıfatına karşılık gelmektedir. Burada önemli olan nokta ise, ortaklardan farklı olarak temsilci/müdürün herhangi bir oran ya da sınır olmaksızın kısmen veya tamamen tahsil edilemeyen amme alacağının tamamından sorumlu olmasıdır. Özellikle ortak olmayan bir üçüncü kişinin müdür olarak belirlenmesi hususunda bu duruma dikkat edilmelidir.

Müdür yahut ortaklardan hangilerinin ilk olarak sorumlu tutulacağı hususunda ise Danıştay’ın öncelikle kanunî temsilci, ardından ortaklara başvurulması gerektiği şeklinde bir yaklaşımı bulunmaktadır. Yine de bu konuda farklı düşünce ve yaklaşımlar bulunduğu söylenebilir. Kısacası ve sonuç olarak; bir limited şirket kurarken, müdür sıfatı taşırken söz konusu alacağa muhatap olunacağı bilinerek hareket edilmesi yerinde olacaktır.

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun için buraya, Türk Ticaret Kanunu için buraya ve Tahsilat Genel Tebliği için buraya tıklayabilirsiniz. 

Posted by Stj. Av. Berna Şahintürk

araştırmayı ve araştırdıklarını paylaşmayı seven, eski akademik, yeni stajyer avukat.

One Comment

  1. Ltd. Şt.’lerle ilgili…
    “Müdür yahut ortaklardan hangilerinin ilk olarak sorumlu tutulacağı hususunda ise Danıştay’ın öncelikle kanunî temsilci, ardından ortaklara başvurulması gerektiği şeklinde bir yaklaşımı bulunmaktadır. ”

    Bu konuda, 20 Haziran 2019 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Danıştay İçtihadı Birleştirme Kararı mevcut olup, konu net hale getirilmiştir.
    Yazınızda gerekli düzeltmeyi yapmanız için bilginize…

    İyi Çalışmalar…

    Cevapla

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir