Günümüzde birçok girişimci, hali hazırda bir işte çalışırken neler yapabileceğinin, hangi alanda bir girişim başlatabileceğinin hayalini kuruyor. Serbest zamanlı olarak bir girişime başlayanların yanı sıra, bir işte çalışırken arta kalan zamanlarında iş geliştiren girişimcilerin sayısı da hayli fazla. Hafta sonları ve mesai sonralarını hesaba katarsak, bir girişim kurabilmek için, aslında kayda değer bir zaman potansiyeli olduğunu söylemek çok da zor değil.

Bu durumun farkında olan Google, 2016 yılında Area 120 ismini verdiği ve halen devam eden bir kuluçka (inkübasyon) merkezi projesi başlattı. Google çalışanları Area 120’ye katılmak için öncelikle projelerini sunuyor. Eğer projeleri onay alırsa, Google’da çalışma mesailerinin %20’sini sadece bu işe ayırma imkanına sahip oluyorlar. Bunun yanı sıra, Google tarafından yatırım da alabiliyorlar. Google’un mesai saatleri içerisinde, girişimciler için, bu tür bir destek vermesi, ilerleyen zamanlarda çok güzel işler çıkacağının mutlak habercisi niteliğinde.

Bahsettiğimiz Google Area 120 modeli, girişimci ve dolayısıyla potansiyel işçi istihdamını pozitif yönde etkileyecek harika bir model. Ancak ne yazık ki, ülkemizdeki çalışma saatleri içerisinde ve çalışma saatleri dışında bir girişim kurmak, aşağıda açıklayacağımız nedenlerle birtakım problemleri de beraberinde getiriyor.

Çalışanın işyerinde, iş saatleri dışında başka bir işle meşgul olması, bir girişim kurması yahut bir girişimde aktif rol oynaması, iş sözleşmesindeki şartlara göre işverenine, haklı sebeple fesih imkanı verebilir. Çalışan, bu durumda, herhangi bir tazminat hakkı kazanmaksızın işini kaybedebilir. ‘’Mevcut işyerinde çalışırken, iş saatleri dışında dahi, herhangi bir ek iş yapmayacağım’.’ maddesi veya türevi bir maddenin, imzalanan iş sözleşmesinde var olması durumunda, Yargıtay’ın 2016/14956 numaralı esas,  2017/9595 numaralı kararına göre, davranışın (ikinci bir işte çalışmak) sözleşmeye aykırılık teşkil etmesi nedeniyle, işveren tarafından haklı fesih imkanı doğuyor.

İmzalanan iş sözleşmesinde, yukarıda bahsettiğimiz gibi bir maddenin olmaması veya bu konuya sözleşmede değinilmemesi durumunda ise, somut olayın özelliklerine bakmak gerekiyor. Somut olaya bakarken de Yargıtay’ın 2015/4567 numaralı esas, 2015/12025 numaralı kararındaki kıstasları göz önünde bulundurmak daha sağlıklı sonuç verecektir. Buna göre; çalışan ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinde, çalışanın ikinci bir iş yapamayacağına dair bir sözleşme maddesi yoksa ve çalışan ikinci bir işte çalışıyor ise;

  • Çalışanın, ikinci işinin, ilk işi ile rekabet halinde olması,
  • Çalışanın, ilk işi dolayısıyla aldığını yıllık iznini, ikinci işinde çalışarak geçirmesi,
    • Çünkü, güncel mevzuatımıza göre yıllık izin ancak dinlenme amaçlı kullanılabilir.
  • Çalışanın, hafta tatili sırasında ikinci işinde çalışması,
  • Çalışanın, günlük çalışma süresinin 11 saati aşması veya çalışanın bir yıllık fazla çalışma süresinin toplamda 270 saati aşması

Bu gibi nedenler, sözleşmede ikinci bir işle ilgili hüküm olmasa dahi işveren tarafından haklı nedenle fesih imkanı tanıyor. Buradaki temel kıstas, çalışanın ikinci işinde çalışması nedeniyle, ilk işindeki performansının düşmesi ve işverenin bu durumdan olumsuz etkilenmesi diyebiliriz. Bu nedenler ve türevlerinin haricinde, eğer sözleşmede ayrıca bir hüküm yoksa, çalışanın ikinci bir işte çalışmasında herhangi bir sakınca yok.

Posted by Av. Burak Demir

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir